Uyumaya korktuk uyanamadık
Ayrılmaya korktuk sevemedik
Ölmeye korktuk yaşayamadık
Gitmeye korktuk dönemedik
El olmaya korktuk biz olamadık
Kalp bu dayanır mı sadece yok olduk
Zaman hızlı mıdır? Yoksa yavaş mı? Yaşadığımızı nasıl hissederiz? Büyüdüğümüzü nasıl anlarız? Çocuk olmak iyi midir? Bunların cevabını kendimce vermek isterim. Zaman gerçekten çok hızlı bunu en iyi, sevdiğiniz birisi ölünce anlıyorsunuz. Sesi sürekli kulaklarınızda, sanki en son dün konuşmuşsunuz gibi. Fakat böyle hissetmemize karşın aradan aylar geçmiş. Bunu fark edince kalbimize soğuk bir rüzgar eser ve işte o zaman yaşadığımızı hissederiz. Üşüyorum, çok üşüyorum. Neredeyse kalbim buz olacak ve bu donma noktası benim büyüdüğümün göstergesi olup hayatım için bir dönüm noktası olacaktır. Ama o buzdan kalbin içinde her zaman bir çocuk olacak, babasız bir çocuk. Birisi gelip kalbimizi ısıtıp, buzları eritinceye kadar o çocuk orada kalacak. Kalbimizdeki buzları eritecek kişiyi bulduğumuzda ise çocuk olmak iyidir.
Yalnızlık, nedir? Yalnız olduğunu nasıl hissedersin? Bence yalnızlık duygularını anlatmak isteyince dinleyecek kimsen olmamasıdır, işte o zaman yalnız sayarım kendimi. Belki de gözlerimizi kısıp güneşe bakarken gözüken kirpik taneleri kadar yakınızdır birbirimize ve içimizden biri kırılana dek birbirimize değmeyiz. Hayatında kaç insan var diye sordun mu hiç kendine? Yada kaç tanesinin var olması senin için önemli? Sessizlik her zaman iyi midir, bazen kulaklarında arayacağın özel bir ses vardır, bu nedenle sessizlik bana göre değil. Kısıkta olsa bir ses olmalı kalbime giden, kalbime gitmezse gürültüden başka bir şey değildir zaten, hayat kısa elveda.
Ellerimizin kenetlenmesini istiyorum Altın güneşin batışını izlerken Gökyüzünü sahiplenmek istiyorum O güzel gözlerinden yansırken Dalgaların sesini dinlemek istiyorum Kalbinin ritmine ayak uydururken Benim gecelerimi parlatan Sen olur musun Dolunayım
Yorumlar